• Skip to primary navigation
  • Skip to main content
  • Skip to primary sidebar
  • Skip to footer
  • Röportajlar
  • Essays on Art
  • Gaffar Yakınca Kimdir?
  • Deli Gaffar Hakkında
  • İletişim

Gaffar Yakınca

Birleşmesi kâbil mi ya tevhîd ile yesin
Hâşâ! Bunun imkânı yok elbette bilirsin

  • Ağır Yazılar
  • Gözüme Takılanlar
  • Edebiyat
  • Gezi Notları
  • Kültür Sanat

İlginizi Çekebilir

Cezayir şehitleri vatanlarına dönerken

26 Ekim 2020

Cezayir halkı, geçtiğimiz hafta hayli duygusal anlar yaşadı. Paris’ten kalkan Cezayir Hava Kuvvetlerine ait Ilyuşin tipi kargo uçağı ve ona eşlik eden üç MİG-21 avcı jeti, başkent Cezayir semalarına girdiklerinde vakit öğlene geliyordu. Uçaklar görününce tüm şehirde ve kıyı boyu dizilmiş teknelerde sirenler çalmaya başladı. Siren sesleri dışında hiçbir hareket gözlenmeyen üç buçuk milyon nüfuslu şehir, adeta nefesini tutmuş, Cezayir tarihinin belki de en önemli kargosunu bekliyordu.

….

Yazının tamamını okumak için tıklayınız >>

Etiketler: emperyalizm

Erdoğan’a çarpıp dağılan Macron mu, Rothschild mi?

25 Ekim 2020

Financial Times’ın (FT) 22 Eylül 2018 tarihli nüshasında kesilip arşivlenecek türden bir röportaj yayınlandı. Ünlü banker David de Rothschild ile yapılmış olan bu geniş mülakat, Macron’un kim olduğunu anlamamız açısında çok önemli bir tarihsel belge niteliği taşıyor.

ETKİLİ BİR AİLE

İngiltere, Fransa ve İsviçre’de bankaları bulunan Rothschild ailesi, son iki yüz yıldır Batı dünyasının siyasi karar mekanizmaları üzerindeki gücü ile biliniyor. Servetinin büyük bölümünü 19. Yüzyıl’da kazanan ailenin emperyalist yayılmacılığın yakın tarihinde hala tam olarak aydınlatılamamış müstesna bir yeri var. 

….

Yazının tamamını okumak için tıklayınız >>

Etiketler: Fransa, Macron

Yasin, En Tatlı Uykusuna Dalmış Gibi

7 Ekim 2020

Yasin Börü 1998-2014

Ben küçükken de çocuklar, kurban paylarını dağıtmaya gönderilirdi. Plastik poşetin icat edilmediği bir zamandı, üstü et dolu sinilerle kapı kapı gezer, kurban etini ‘asıl sahiplerine’ teslim ederdik. 

Ne yalan söyleyeyim, hep zor gelirdi. Elim kolum koptu diye şikayet ederdim, et götürdüğüm insanların güzel sözlerini, dualarını da pek işitmezdim. Ama ben of puf yaptıkça anneannem başımı okşar “oğlum insan sevap kazanmaktan şikayet eder mi” diyerek gönlümü alırdı.

 Şimdi kapılara kurban dağıtacak daha genç insanlar var artık. Bizim için zahmet de kalmadı sevap da. Yine de bazan “yeter ki o zamanlara dönebileyim, sırtımda bile taşırım kurban etini” dediğim oluyor. Bu benim hayalim tabi, iyi kötü bir hayat sürüp giderken her insan bir miktar özler geçmişin güzelliklerini. 

Peki geçmişi olmayanlar? Daha doğrusu geleceği çalındığı için bir geçmişi olacak kadar yaşayamayanlar? Onları düşününce bizimkisi şımarıklıktan başka nedir ki?

Evet, Allah bize ömür verdi büyüdük. Bir de büyüyemeyenler var, Yasin gibi. 

DİYARBAKIR’DA BİR KURBAN BAYRAMI

Yazının devamını okumak için lütfen tıklayınız >>

Doğu Batı Arasında veya Türklükten Kaçış

8 Ağustos 2020

Örnek olay: Bir TV programından küçük bir sahne

Dünyaca ünlü bir seyyah ve televizyon programcısı olan Antony Bourdain, dünya kentlerini gezip farklı kültürleri keşfederken sıra İstanbul’a gelmiş. İstanbul’un bilinmeyen yönlerini anlatacağı programın bir bölümünde iki Türk ile öğlen yemeği yiyor. Bunlardan biri oyuncu Serra Yılmaz diğeri ise yazar Gündüz Vassaf. Yemeklerini yerken Bourdain, oyuncuya şöyle bir soru soruyor : “Serra, Türk olmak nasıl bir şey?” Oyuncu o sırada ağzına birşeyler tıkıştırmakla meşgul olduğu için sorulan soruyu anlamıyor, yanındaki yazar soruyu izah ederken, tekrar etmek yerine muzır bir gülümseme ile “Serra, sen Türk müsün” diyor. Oyuncu “Evet, ama bu benim kabahatim değil” diye yanıtlıyor.

Yanlış anlaşılmamak için toplamda bir dakika bile sürmeyen bu sahnenin diyalogunu yazmak istiyorum:

Borudain: Serra, Türk olmak ne demek, ne düşünüyorsun?
Yılmaz: (yemek yemektedir, anlamaz) ???
Vassaf: (araya girerek) Serra, sen Türk müsün?
Yılmaz: Evet, ama bu benim kabahatim değil.
(Kahkahalar, gülüşmeler…) (*)

Aklımıza takılan sorular

Son derece ilginç, irdelenmeye değer, hatta ikonik bir sahne olduğunu kabul etmeliyiz. İlk elden gözümüze çarpanlara dair bir kaç soruyu sıralayalım:

Aklımıza ilk gelen soru, programcının ‘merakı’ ile ilgilidir. Acaba bir İtalyan’a “İtalyan olmak nasıl bir duygu” diye de sorulabilmekte midir? İlk bakışta hayli masum bir soru gibi dursa da Batı milletlerinden insanlara yöneltildiğinde tuhaf kaçacak (ve tabi ki yöneltilmeyen) bu soru, bize Amerikalı sunucunun safiyane merakından öte bazı ipuçları veriyor.

İkinci sorumuz şudur: Konuk yazar, sunucunun “Türk olmak nasıl bir şey” sorusunu neden deforme ederek “Sen Türk müsün” şekline çevirmekte, ve bu işi yaparken neden alaycı bir biçimde gülmektedir?

….

Yazının tamamını okumak için tıklayınız >>

Etiketler: milliyetçilik, türklük

Hurşit burada, ahlak nerede?

8 Ekim 2016

Helin Başak: bir tuhaf şehit!

Kültürel Çoğulcu Gündem sitesi, 2010 yılında Teatra Jîyana Nû adlı tiyatro grubunun oyuncuları ile bir röportaj yapmış. PKK’ya yakınlığı ile bilinen tiyatro grubu adına konuşanlar şöyle bir ifade kullanıyorlar : ‘TJN, diğer Kürt tiyatrolarından çok farklı. Bunun sebebi köklü olması. Şehit düşen Kürt tiyatro sanatçılarımız var.(Sarya/ Nursel İnce, Helîn Başak Kanat)”

Silahlı bir örgütün kendi kayıplarından şehit diye söz etmesinde şaşırılacak bir şey yok, nitekim adı geçen Nursel İnce, tiyatro grubundan ayrılarak PKK’ya katılmış ve 1997 yılında mayına basarak ölmüş. 

Şaşırtıcı olan gerçek ise ikinci isimle, Helin Başak Kanat ile ilgili. PKK’lıların “şehit” diye andığı, Agirê Jiyan müzik grubunun adına şarkı yaptığı Helin, aslında bizzat PKK’lılar tarafından öldürülmüş bir kadındır. 31 Aralık 1994 tarihinde İstanbul-Ankara seferini yapan bir yolcu otobüsüne binen PKK’lılar otobüs Gerede mevkiine geldiğinde otomatik silahlarını çıkararak yolcuları tararlar. Otobüsten ayrılırken de üzerlerindeki el bombalarını yine yolcuların üzerine atarlar. Saldırıda ondokuz kişi yaralanmış, iki kişi ölmüştür. İşte PKK’lıların “şehit” diye andığı, adına türküler yaktığı Helin, PKK’nın öldürdüğü bu iki insandan biridir. 

…

Yazının tamamını okumak için tıklayınız >>

Etiketler: cumartesi anneleri, hdp, pkk

PKK Karşısında Solun Stratejik Suskunluğu

4 Eylül 2015

Silence- Flora Borsi – Macaristan – Fotoğraf

Onat Kutlar adını bilmeyenleriniz olabilir, kendisi Türkiye’nin en önemli aydınlarından biriydi. Sadece edebiyat eserleriyle değil, sinema eleştirileriyle ve Yusuf ile Kenan, Hakkaride Bir Mevsim gibi unutulmaz film senaryolarıyla da bilinirdi. 30 Aralık 1994 günü Taksim’deki Opera Pastanesi’ne yapılan bombalı saldırıda öldürüldü. Oraya evlilik yıldönümlerini kutlayacağı eşiyle buluşmak için gitmişti, ölüme giderken cebinde eşine hediye olarak aldığı kolye vardı.

Aynı saldırıda bir başka kişi, arkeolog, rehber ve çevirmen Yasemin Cebenoyan da öldürüldü. Otuz yedinci doğumgününü yeni kutlamıştı ve ona hediyesini vermek isteyen bir arkadaşıyla buluşmak için oradaydı. Pastaneye bir paltonun içinde bırakılan bombanın çok yakınındaydı, oracıkta can verdi.

….

Yazının tamamını okumak için tıklayınız >>

Primary Sidebar

İyi Parti: Kadro, söylem, ideoloji

İti qovan kimi

Allahuekber

Ozinyan kimleri mamaladı?

Cezayir şehitleri vatanlarına dönerken

Erdoğan’a çarpıp dağılan Macron mu, Rothschild mi?

Yasin, En Tatlı Uykusuna Dalmış Gibi

Bir Tablo ve Yayıncılığımızın Hali

Doğu Batı Arasında veya Türklükten Kaçış

Kültür Emperyalizminin Doğası Üzerine Notlar

Anti-emperyalist Açıdan Netflix’i Okumak

Peygamber Çiçekleri

Büyük Salgın ya da Yeni Bir Düzenin İmkânları

Çav Bella ve Ezan

Tahdagurusu

Aybüke ve nefret komisyoncusu bir “feminist” yazar

Hurşit burada, ahlak nerede?

Yar Kapısında Uyumak – 5

Yar Kapısında Uyumak – 4

Yar Kapısında Uyumak – 3

Footer

  • Gizlilik Politikası
  • Telif ve Alıntılama
  • Yayın İlkeleri
  • İletişim

Copyright © 2014-2020 - DeliGaffar.com - Her hakkı saklıdır